Karar Verme Süreci

karar-verme-surecine-yaklasim
Karar verme yaşamın her safhasını kapsayan bir süreçtir. Kişisel hayatta, çalışma hayatında, eğitimde, politikada, vb. her durumda karar vermek durumunda kalabilmekteyiz. Kararların genellikle tek olarak görülmesi yanıltıcı olabilmektedir. Kararlar tek olabileceği gibi sürekli kararlarda vardır. Bu nedenle karar vermenin çeşitli aşamalardan oluşan bir süreç olarak görülmesi gerekmektedir.  Karar vermenin belirli bir başlangıç noktası bulunan ve bu başlangıç noktasından itibaren çeşitli iş süreçleri, faaliyetleri ve düşüncelerin birbirini izlediği ve bütün bu süreçlerin sonunda alternatifler arasında birinin tercih edildiği bir süreç topluluğudur.

Günümüzde, teknolojinin hızlı değişimi ve gelişimine bağlı olarak bilginin hızla yayılmasının yanı sıra bilgi kaynaklarında meydana gelen artış sebebi ile karar verme, sürecinde bilimsel temellere dayalı bilgi ve sorgulama yöntemleri kullanılarak etkin ve optimum kararlara ulaşmanın yolları bulunmuştur. Doğal kaynaklarda meydana gelen azalmalar sebebi ile karar verme sürecinin bilimsel temellere dayandırılarak karar verilmesi, doğal kaynakları etkin ve verimli kullanma olanağı sağlayacaktır.

Bazı araştırmacılar, bu süreç içerisinde uygulama, takip, kontrol ve geri bildirim gibi aşamalarda kullanabilmektedir. Kararın uygulama esnasında ortaya çıkabilecek yeni bilgilerden faydalanarak, yanlış verilecek olan bir kararı düzenlemekten kaçınılmamalıdır. Uygulamadan ortaya çıkacak sonuçlarla, geri besleme sağlayarak  gelecekte daha doğru karar vermeyi yardımcı olabilmektedir.

Kişilerin kötü karar vermelerinin altındaki sebep, karşılaştıkları probleme sistematik bir şekilde yaklaşılmamasından kaynaklanmaktadır. Yani, karşılaşılan problem ile ilgili gerek duyulan tüm bilgilerin toplanmaması ya da verilecek olan kararın olası etkileri düşünülmemesi sonucunda kişilere kötü karar verdirebilmektedir. Araştırmalar, sonucunda görülmüştür ki karar verirken kullanılan sistematik / aşamalı yaklaşım yöntemi ilk olarak II. Dünya Savaş'ında ordu tarafında benimsenmiştir. Sistematik yaklaşımı benimsemiş olan subayların karar verirken düzenli olarak yapılması gereken işleri zorla kabul ettirmeye çalışan subaylardan daha etkili oldukları gözlemlenmiştir.

Bu nedenle sistematik karar verme yaklaşımı organizasyonların hangi aşmasında olursa olsun önemli bir etkiye sahiptir. Yönetici olmak isteyen ya da olmuş bireylerin organizasyon da bulundukları kademe veya uğraştıkları konular fark etmeksizin bu konuma gelmiş kişilerin vazgeçemeyeceği en önemli iş karar vermektedir. Bu nedenle yönetici ve yönetici adayları karar verme yöntem ve tekniklerini benimsemek durumundadırlar.

Karar verme sürecinin en önemli özelliklerinden biri, karar sürecindeki her aşamanın mutlak bir zaman içerisinde uygulanması gerekmektedir. Karar, alınması gereken mutlak zaman içerisinde alınmaz ise yapılacak olan tercihin de bir önemi olmayacaktır. Karşılaşılmış bir problemin kapsam alanı ve önem derecesi dikkate alınarak belirli bir zaman çerçevesinde muhakkak karara bağlanmalıdır.

Geçmiş; problem belirtilerinin ortaya çıkması ile birlikte problemin tanımladığı ve teşhisinin konduğu zaman dilimini ifade etmektedir. Şimdiki zaman; problem ile ilgili seçeneklerin belirlenmesi ve bu seçeneklere bağlı olarak eylem planına sadık kalınarak en uygun seçeneğe karar verilen zaman dilimidir. Gelecek: verilen kararın uygulamaya konulduğu ve çıktıları göz önünde bulundurularak bir değerlendirmenin yapıldığı zaman dilimini ifade eder.

Doğru bir karar alabilmek için karar verme, sürecinin ve faaliyetlerinin nasıl meydana geldiğini hangi basamaklardan geçerek karara vardığını bilmek gerekir. Karar verme, süreç ve faaliyetleri iyi bir karar verilebilmesi için büyük bir öneme sahiptir. Doğru tanımlanmamış bir karar süreci ve faaliyetler istenmeyen neticelere yol açacağı gibi maddi kayıplara da yol açabilmektedir. Bu nedenle karar verme, sürecine ve faaliyetlerine önem verilmesi doğru ve etkin bir karar alınmasını sağlayacaktır.

Karar Verme Süreci Genel Yapısı

Karar Verme Sürecinin Genel Yapısı

Sorunun Farkına Varılması ve Tanımlanması

Karar verme, farkına varılması gereken sorun veya problem ile başlar. Sorunun ya da problemin farkına varıldıktan sonra ilgili tanımlamalar yapılır. Karar verme sürecinin rasyonel olabilmesi için problemin açık ve net olarak algılanması gerekmektedir. Genellikle problem bulunması ya da tanımlanası konusunda fazla sıkıntıya düşülmemesine rağmen, problemler çoğunlukla yanlış tanımlanabilmektedir. Karar vermenin temel amacı bir problem ya da sorun çözmek olduğuna göre karşılaşılan problemin doğru olarak tanımlanıp, problemin önem, kapsam, etki ve sonuçları net bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. 

Yanlış tanımlanmış bir problemin doğru ve etkin bir çözüm bulunmuş olsa dahi sorunu çözmeyeceğinden hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Bu nedenle de karşılaşılan problemin genel belirtileri mi? Yoksa yanıltıcı bir olay mı? Olduğunun farkına varılması gerekir. Eğer karşılaşılacak olan problemin belirtilerini, problem olarak kabul edilip buna göre karar verme sürecine gidilmesi durumunda ortaya çıkacak olan sonucun problemi çözmeyeceği gibi istenmeye durumların ortaya çıkmasına da neden olabilmektedir. Aynı zamanda kararın ne zaman alınacağım, kim veya kimler tarafından alınması gerektiği gibi alınacak olan kararın etki edeceği kişi veya kişiler ile birlikte çevrenin bu karardan nasıl etkileneceği de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. 

Problemin tanımlanması ve yapılandırılması esnasından yapılacak yanlışlık, problemin tanımlanması ile eşgüdümlü olarak çözüm faaliyetlerinin de tanımlanması, problem tanımlama sürecini yanlış yönlendireceği  gibi çözüm faaliyetlerinin de bir etkisi olmayacaktır. Bu nedenle problem tanımlama sürecinde sadece ve sadece probleme odaklanılması gerekmektedir. Çözüm süreci, problem tanımlama sürecinden bağımsız olarak ele alınması gerekir.

Alternatifleri Geliştirme

Karar verme sürecinde en az problem tanımlama kadar önemli olan alternatif belirleme veya geliştirme sürecidir. Keza belirlenecek olan her alternatif potansiyel bir çözümdür.  Bu sebeple de belirlenen her alternatif uygulanabilir olması gerekmektedir. Uygulanabilir olmayan alternatifler belirlenmesi durumda, problemi çözmeyeceği gibi karar verme sürecini de aksatacağı için zaman ve maliyet bakımından da negatif bir etki doğuracaktır. Bu nedenle alternatif belirleme yaratıcılık isteyen bir durumdur.

Alternatif belirleme ve geliştirme süreci tek bir kişi tarafından ele alınmaması gerekir. Bu süreç, bir grup tarafından ele alınması gerekmektedir. Grup tarafından ele alınan bu süreçte yaratıcı alternatifler belirleme olasılığı daha yüksek olacaktır. Unutulmaması gerek durum ise belirlenmemiş olan alternatifleri seçmek durumu olmadığından dolayı, problemin çözüm sürecinde uygulanabilir olan alternatif sayısının fazla olması alınacak olan kararın optimum olma olasılığını artıracaktır. 

Alternatiflerin Değerlendirilmesi

Bu aşamanın amacı, alternatif geliştirme sürecinde belirlenmiş olan alternatiflerin arasından uygulama ve başarı oranı yüksek alternatifleri seçmektir. Diğer bir açıdan ise alternatif geliştirme sürecinde sahip olunan ve belirlenen kaynakların değerlendirilmesi yapılmaktadır. Kaynaklar, insan gücü, bilgi, beceri, sermaye vb. kaynaklar değerlendirilecek uygun olan alternatifler belirlenmeye odaklanılır. 

Alternatiflerin değerlendirilmesinde göz önüne alınacak kriterlerden bazıları aşağıdaki gibidir

  • Belirlenmiş olan alternatifin uygulanabilirliği 
  • Belirlenen alternatifi uygulayacak olan ekibin teknik becerisi
  • Çevresel koşulların etkisi
  • Başarı oranı 
  • İç - Dış çevrenin etkisi
  • Kurum kültür ve değerlerine uygunluğu
  • Maliyet
  • Tahmini kaynak miktarı
  • Kararın olası sonuçları

Alternatiflerin değerlendirilmesinde göz önüne alına kriterler genel olarak yukarıda ifade edildiği gibidir. Fakat bu durum, kişisel veya kurumsal kararlarda farklılık gösterebileceği gibi sektörlere göre de farklılık gösterebilmektedir. Bundan dolayı da karar verilecek konunun önem derecesine göre kriterler de belirlenebilir. 

Alternatiflerden Birinin Seçilmesi

Alternatif geliştirme ve değerlendirme sürecinin sonunda bir alternatifi tercih etmedeki amaç, tanımlanmış bir problem ya da belirlenmiş bir hedefe ulaşmak için yapılan seçim sürecini ifade etmektedir. Bu aşamada tercih edilecek olan alternatifin, problem çözmede ya da belirlenen hedefe ulaşmada bir amaç değil bir araç olduğunun farkında olunması gerekir. Alternatifler ve sonuçları çok iyi bir şekilde hazırlansa dahi en önemli ve kritik adım aralarında seçim yapılmasıdır. Bu noktada bir tercih sıralaması yapılır. Bu sıralama sonucunda optimum sonuç elde edilmek istenilmesine rağmen karar verici kendini tatmin edebilecek alternatife yönelme eğilimi gösterebilmektedir. 

Karar verme süreci, bir insan tarafından yapıldığı ve insan aklına dayandığından dolayı insanoğlu içgüdülerine göre hareket etme eğilimindedir. Karar vericinin kendine olan özgüveninin yanı sıra tecrübe, bilgi birikimi, teknik becerileri vb. yeteneklerine güvenerek böyle bir eğilim gösterebilir. Bu noktada farkına varılması gereken durum alınacak olan kararın bir tek karar vericiyi etkilemediği kendisi ile birlikte etrafında buluna kişi veya kişilerin yanı sıra kurumun kültürü, değerleri, amaçları ve hedeflerini de etkilemektedir. Bu sebeple de rasyonel bir alternatif seçim süreci izlenmesi gerekir. 

Kararın Uygulanması

Karar verme, alternatifler arasından birini seçerek harekete geçme eylemi olduğundan dolayı, alınacak olan kararın etkili olabilmesi için bir eylemle birlikte uygulanması gerekir. Alınacak olan kararın etki alanına göre etkilenecek olanların ve kararı uygulayacak olanların hazırlanası amacı ile bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu bilgilendirilmenin yapılması alınacak olan kararın sonucu ve etkisini izlemede önemli bir yere sahiptir. Şüphesiz ki kararın uygulanmasında, kaynak, beceri ve zaman gerektirir. 

Kararın Değerlendirilmesi

Kararın değerlendirme aşamasının en önemli noktalarından biri alınmış olan kararın periyodik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Periyodik olarak değerlendirilen bir kararın gerçek sonuçları ile hedeflenen nokta arasında bir karşılaştırma yapılabilir. Bu karşılaştırma sonucunda, gerçek sonuçlar ile hedeflenen sonuçlar arasında sapmalar var ise gerekli düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmalıdır. Bu durumda, ölçülebilir hedeflerin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. 

Her yönetici ya da karar verici, ne tür bir kararın nasıl bir eylem süreci takip edeceğini ve hangi nitelikte ve beceride kişilerin bu süreci yerine getirebileceğini planlayabilmelidir. Bu planlama sürecinden sonra yönetici veya karar verici, ilgili kararın sonuçlarını ve durumu izleyip raporlamak için sistematik bir geri bildirim yapmalıdır. Etkin bir karar verici kendine gönderilmiş olan raporlar değerlendirme aşamasında veya değerlendirdikten sonra muhakkak gidip yerinde durumu incelemesi gerekmektedir. Karar verici ve kararı uygulayıcılar arasında raporlar gibi soyut bir iletişim kurulması sonucunda alınacak olan kararın etkinliğini yitirebilir. Karar verici şüphesiz ki sistematik bilgiye ihtiyaç duyar. Bu sistematik bilgiyi raporlar ve tablolarda alabilmektedir. Fakat geri bildirimlerin doğrudan alınacak olan kararın alanına gidip karar uygulayıcılarından almazlar ise verimsiz bir dogmatizm içine hapsedeceklerdir. 

Sonuç

Süreç, belli hedefe ulaşmak için olay ve olaylar topluluğu olarak ifade edilebilir. Süreç, her konuda ve alanda önemli bir yere sahip olduğu gibi karar verme kavramında da oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle sürece dayalı karar alma durumda izlenmesi gereken adımlar vardır. Bu sebeple alınacak olan kararın anlık mı? Sürece dayalı bir karar mı? Olduğu belirlenmelidir. 

Anlık kararlar, gündelik hayatta alınan kararlardır. Yani, ne giyileceğine, hangi yemeyin yenileceği, hangi ulaşım aracının tercih edileceği, vb. kararlar anlık kararlardır. Sürece dayalı kararlar ise anlık olarak alınamayacak kadar kompleks olan ve belli adımlardan oluşan kararlardır. 

Bu kararlar genellikle gelecekte varılmak istenen noktaya yönelik alınan kararlardır. Örneğin; yeni bir pazara girmek isteyen bir kurum, bu pazarda hangi kurum ve kuruluşların rol aldığının farkına varmalıdır. Bu durumun farkına varıldıktan sonra pazara nasıl ve nereden girileceği tanımlanmalı, alternatif ve stratejilerini belirlemelidir. Bu işlemler sonucunda, alternatif ve stratejilerini değerlendirerek pazara nereden ve nasıl gireceğini karar vermesi gerekir. Tüm bunların sonucunda, pazara girdikten sonra doğru pazara girip girmediğini değerlendirmelidir. Doğru ve etkin bir karar alınabilmesi için karar verme sürecinin nasıl işlediği hangi adımlardan geçerek nihai karar varıldığının bilinmesi gerekmektedir.

Referanslar:
  • SAĞIR, Cenkan. Karar Verme Sürecini Etkileyen Faktörler ve Karar Verme Sürecinde Etiğin Önemi: Uygulama Bir Araştırma. [-] Edirne : -, 2006.
  • AYDIN, Cengiz. Karar Verme Süreçlerinde Kurumsal Bilginin Önemi: Kültür ve Turizm Bakanlığında Bir Uygulama. [-] Ankara : -, 2008.
  • MORGÜL, Tarık. Karar Verme Türleri. YALOVA : -, Ocak 2014. -.

Yorum Gönder

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.